Biz
Testlerimiz
Sindirim Sağlığı Yönetimi
Kapsamlı dışkı analizi ile daha sağlıklı bir yaşamın yolunu açabilirsiniz.
Son yıllarda önemi giderek anlaşıldığı üzere sindirim fonksiyonu sağlıklı bir yaşam için kritik öneme sahiptir. Bağırsak fonksiyon bozuklukları yalnızca sindirim sistemi hastalıklarının değil, diyabetten obeziteye, kalp-damar hastalıklarından otoimmun hastalıklara, hatta duygu-durum bozukluklarından otizme kadar pek çok hastalığın gelişiminde rol oynamaktadır.
Kapsamlı dışkı analizi, sindirim sistemi fonksiyonu ile ilgili biyobelirteçler, barsak mikrobiyatası, inflamasyon belirteçleri ve immunolojik testlerin bileşiminden oluşmaktadır.
SIBO
Uzun süredir aşırı gaz, şişkinlik, karın ağrısı ve kramplardan şikayetçiyseniz nedeni ince barsaklarınızdaki aşırı bakteri çoğalması, SIBO (small intestine bacterial overgrowth) olabilir. Kan ya da dışkı testi ile kesinleştirilmesi mümkün olmayan bu rahatsızlıkta uyguladığımız “nefes testi” ile erken ve doğru tanı koyabilmekteyiz.
Metabolizma Yönetimi
Kapsamlı metabolik analiz
İdrardan gerçekleştirilen ve hücresel metabolizmanın yan ürünlerini oluşturan organik asitleri saptamaya yarayan panellerdir. Bu test ile ;
Metabolik yolaklarda kofaktör olarak görev yapan vitamin, mineral, aminoasit,
antioksidan ve mikrobesinlerin yetersizliği
Metabolik inhibisyon ve bloklar
Doğumsal enzim eksiklikleri veya disfonksiyonları
Nörotransmitter metabolitleri
Metilasyonun yeterli olup olmadığı
Lipoik asit ve Koenzim Q10 seviyeleri
Patojen bakteri ve maya çoğalmasına ilişkin metabolitler belirlenebilmekte, böylelikle kişiye özel tedavi şekillendirilmektedir
Koruyucu Genetik: Erken Tanı ve Tedavi
Genlerimiz vücudumuzun temelini oluşturur ve göz rengi, boy veya kişisel yetenekler gibi çeşitli özellikleri kontrol eder. Ne yazık ki genlerimiz hatasız değildir, her birimiz sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek belirli genetik kusurları ya da genetik varyasyonları taşırız. Bu genetik varyasyonlar, diyabet, tromboz ya da kansere yakalanma riskini arttırabilmektedir.
Sağladığımız genetik testler aracılığıyla vücudumuzdaki toksinlerin ne derece uzaklaştırılabildiği, gluten veya laktoz intoleransı gibi gıda intoleranslarının kontrolü ve periodontal hastalıklara olan genetik yatkınlığımız tayin
edilebilmektedir.
Genleriniz hangi ilaçların vücudunuz üzerinde etkili olduğunu, hangilerinin ciddi yan etkilere yol açabileceğini ve immün sisteminiz tarafından örneğin titanyum bir diş implantının reddedilip edilmeyeceğini belirleyecektir. 110’dan fazla genetik varyasyonun tamamının veya belirli kombinasyonlarının analiziyle hastalık risklerinizi belirleyebiliyor, genetik profilinize uygun bir koruyucu programa başlıyor ya da hastalıklar için en etkili tedavi ve uygun ilaç tedavisini seçmenizi sağlıyoruz.
Oksidatif Stres Yönetimi
İnsan vücudundaki normal hücresel reaksiyonların bir kısmı ile bazı dış etkenler, reaksiyona giren atomların yörüngesindeki elektronlardan birini kaybetmesine yol açarlar. Bu yapılara serbest radikal adı verilmektedir. Biyolojik sistemimizde en çok kullanılan moleküllerden biri olan oksijenin içinde bulunduğu radikal kaynağı bileşiklere de “Reaktif Oksijen Türleri” denmektedir.
Normal vücut fonksiyonları sonucu ortaya çıkması kaçınılmaz olan bu maddelerin miktarındaki artış, istenmeyen reaksiyonlara ve hücrelerin yıpranmasına, daha genel anlamda ise erken yaşlanmasına yol açmaktadır. İşte, serbest oksijen radikallerinin bu zararlı etkilerine “Oksidatif Stres” veya “Serbest Radikal Hasarı” adı verilmektedir.
Buna karşılık vücudumuzda oksidatif hasarı engelleyici antioksidan savunma sistemleri gelişmiştir. Sağlıklı kişilerde serbest radikaller ile antioksidan savunma sistemi arasında bir denge vardır. Radikal üretiminin aşırı artması ve/veya antioksidanların azalması, oksidatif stres olarak adlandırılan duruma neden olur.
Oksidatif stresin uzun süre devamı, çeşitli patolojilere ve hastalıklara yol açar. Son yıllarda yapılan çok sayıda araştırma, serbest radikallerin birçok hastalığın etyolojisinde (inflamasyon, kardiyovasküler hastalıklar, nörodejeneratif hastalıklar, kanser, diyabet, gut, böbrek hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları vb.) rol aldığını ortaya koymuştur. Serbest radikallerin doğrudan ölçümünün zorluğu, araştırıcıları lipit, protein ve nükleik asit gibi moleküllerde oksidatif stresin neden olduğu hasar sonrası ortaya çıkan ürünlerin ölçümüne yöneltmiştir. Ayrıca antioksidan savunma sisteminin ölçümü için deçeşitli yöntemler geliştirilmiştir.
OKSANTEST ® ile; Oksidatif stres hasar göstergeleri ile birlikte eritrosit ve plazma antioksidanlarının seviyeleri değerlendirilerek, kişiye özel bir “Oksidatif Stres Skoru” belirlenmektedir. Bu yaklaşımla da kişinin antioksidan kullanmasının gerekip gerekmediği ve kullanacaksa hangi antioksidanları kullanmasının gerektiği ortaya çıkmaktadır.